http://www.bugun.com.tr/?yid=138&pid=46755Gülay Göktürk , Bugün , 25.Nisan.2007
 | Gülay Göktürk Tüm yazıları | |
 |
25.Nisan.2007
Herkes için en iyisi
Hani, hiçbir siyasetçi, en yüksek makama çıkma şansı varken, bu şansı elinin tersiyle itemezdi? Hani bu, siyasetçinin doğasına aykırı olurdu?
Bugün en çok, 40 yıl yıldır "siyaset" adına sadece bu kadar sığ, kısır tecrübeyi edinmiş, kendi küçük hesaplarını "siyasetin en temel gerçeği" zanneden kaşarlanmış siyasetçilerin ve yarı siyasetçi yorumcuların mahcup olması gerekiyor galiba... Demek ki neymiş? Bazı insanlar "bütünün çıkarlarını" kişisel hırslarının önüne geçirebiliyorlarmış. Aylardır bilmiş bilmiş ahkam kesen o çapsız siyasetçilerin hafsalasının almayacağı kadar geniş bir bakış açısına, öngörüye ve sağduyuya sahip olabiliyorlarmış... Hem Başbakan Erdoğan'ı, hem Abdullah Gül'ü hem de ortak aklıyla liderlerine yol gösteren AK Parti'yi kutlarım.
Sonunda herkes için en iyisi oldu. Tabii, Türkiye için de... Recep Tayyip Erdoğan bu kararıyla hem kendi partisi içinde hem de seçmen nezdinde daha da büyüyecek. Şimdi AK Parti, Erdoğan'ın güçlü ve karizmatik liderliği altında yeni bir başarıya imza atmak üzere seçim atağına kalkacak ve eminim ki, 3 Kasım başarısını aratmayacak bir sonuçla sandıktan çıkacak.
Abdullah Gül, uzlaşma kültürüne sahip yumuşak kişiliği, dengeli siyaseti sayesinde daha ilk günden itibaren "herkesin cumhurbaşkanı" olacağını ortaya koyacak, 14 Nisan'da Tandoğan Meydanı'na koşan ve samimi olarak "rejimin tehlikede olduğunu" sanan kitleler de dahil herkese, laik cumhuriyetin tehlikede olmadığını; laiklikle demokrasinin düşman kardeşler olmadığını, tam tersine pekala ve mükemmelen bir arada yaşayabileceğini gösterecek. Cumhurbaşkanlığı makamı, Türkiye'nin çağa ayak uydurma yolunda giriştiği reformların çarpıp tuz buz olduğu bir barikat olmaktan kurtulacak; normal denetim fonksiyonunu yerine getiren bir makam olacak.
Evet, Çankaya'nın yeni sahibinin, bu makamı 27 Mayıs'tan bu yana adet olduğu üzere, Yürütme'yi kuşatmak ve iş yapamaz hale getirmek için kullanmayacağına emin olabiliriz. Bu tutumun seçilmişlere hiçbir zaman güven duymayan kimi çevrelerde belli rahatsızlıklara yol açacağından da... Önemli olan bu rahatsızlıkların ciddi krizlere yol açmadan aşılacağını; bürokrasinin de sonunda Çankaya'nın fonksiyonunda yaşanan bu değişime alışacağını öngörmektir ki "normalleşme süreci" deyip durduğumuz şey de zaten budur. Tabii, bütün bu sonuçlar arasında en önemli olan, Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin olarak oyunun kurallarını değiştirmeden bu seçimi yapabilen olgunlukta bir demokrasiye sahip olduğunu ortaya koyabilmesidir. Hiç aklımızdan çıkarmayalım ki, bütün bunlar, siyasetin sorun çözme gücü sayesinde gerçekleşmiştir. Siyaset tehditlerle, baskılarla, şantajlarla yolundan çıkarılmadığı sürece üzerinde yükseldiği toplumun gerçeklerine denk düşen, onun ihtiyaçlarına uygun dengeler üretmeyi başarabilir. Siyaset ortak aklı devreye sokar. Bireysel zaafları, bireysel hesapları elimine ederek "herkes için en iyi olan" formülün hayat bulmasına imkan verir.
* * *
Bu konu gereğinden çok konuşuldu. Artık fazla lafa gerek yok. Hepimize geçmiş olsun. Sancılı, gergin bir dönemi geride bıraktık; toplum rahat bir nefes aldı; iş dünyası umutlu; dış dünya memnun... Şimdi artık tutun Türkiye'yi tutabilirseniz... | |
No comments:
Post a Comment